Küçük ve
Orta Ölçekli İşletmeler(KOBİ) için Genel bir Çerçeve
KOBİ olarak adlandırılan küçük ve orta boy işletmeler, Sanayi Devrimi gerçekleşip de “kitle üretimi” ve “fabrika sanayi” ortaya çıkıncaya kadar temel üretim birimi olarak ekonomide yerlerini almışlardır. Her ne kadar Sanayi Devrimi KOBİ türü girişimler yerine, ölçek ekonomisi olarak ifade edilen büyük ölçekli girişimleri öncelemiş olsa da, kendilerine özgü avantajları sebebiyle, küçük ve orta ölçekli işletmeler, ülkelere göre farklılıklar göstermekle beraber önemlerini korumuşlardır. Gelişmiş ülkelerde büyük işletmelerin tartışılmaz ekonomik ağırlığına ve küçük işletmeleri rekabet dışı bırakmalarına rağmen, sermaye birikiminin yeterli olmadığı, bankacılık sisteminin yeterince gelişmediği ülkeler başta olmak üzere KOBİ’ler, üretim ve istihdam açısından dünya ekonomisine katkıda bulunmayı sürdürmüşlerdir.[1]
KOBİ olarak adlandırılan küçük ve orta boy işletmeler, Sanayi Devrimi gerçekleşip de “kitle üretimi” ve “fabrika sanayi” ortaya çıkıncaya kadar temel üretim birimi olarak ekonomide yerlerini almışlardır. Her ne kadar Sanayi Devrimi KOBİ türü girişimler yerine, ölçek ekonomisi olarak ifade edilen büyük ölçekli girişimleri öncelemiş olsa da, kendilerine özgü avantajları sebebiyle, küçük ve orta ölçekli işletmeler, ülkelere göre farklılıklar göstermekle beraber önemlerini korumuşlardır. Gelişmiş ülkelerde büyük işletmelerin tartışılmaz ekonomik ağırlığına ve küçük işletmeleri rekabet dışı bırakmalarına rağmen, sermaye birikiminin yeterli olmadığı, bankacılık sisteminin yeterince gelişmediği ülkeler başta olmak üzere KOBİ’ler, üretim ve istihdam açısından dünya ekonomisine katkıda bulunmayı sürdürmüşlerdir.[1]
Bütün
ekonomilerin temel dinamiğini oluşturmalarına rağmen, bugün dünya literatüründe
üzerinde görüş birliği sağlanmış KOBİ tanımı bulunmamaktadır. Zaten doğaları
gereği bu işletmeler için kesin bir tanımlama yapmak olanaksızdır. KOBİ’lere
yönelik çalışan kurumların her biri kendine göre bazı tanımlar
yapabilmektedirler. Bu tanımların farklı olmasının nedeni; tanımlardaki
ölçütlerin farklılık göstermesi ve ülkelerin ekonomilerinin büyüklüğüne bağlı
olarak değişmesidir. Bu ölçütler arasında işçi sayısı, ciro, sermaye gibi nicel
ölçütlerin yanı sıra nitel ölçütler de (işletmenin yönetimi, sermaye piyasasına
dâhil olup olmadığı, pazarlık gücü, üretim, esneklik) yer almaktadır.
Amerika
Birleşik Devletleri’nde KOBİ Tanımı
Amerika
Birleşik Devletleri’nde küçük ve orta ölçekli işletmelerin belirlenmesine
ilişkin resmi bir tanım yoktur. Fakat genel olarak küçük ve orta ölçekli sanayi
işletmelerinin tanımına istihdam edilen işçi sayısı esas alınmaktadır. Bu
ülkede küçük işletmelerin belirlenmesinde işçi sayısından sonra gelen en yaygın
ikinci nicel ölçüt işletmenin satış tutarıdır. Amerika Birleşik Devletleri’nde
genel olarak 100’e kadar işçi çalıştıran işletmeler küçük sanayi içinde mütalaa
edilmektedir. Çalışan sayısı 250’den az olan işletmeler küçük, 250’den fazla
olan işletmeler büyük işletme olarak tanımlanmıştır[2].Bazı
durumlarda bu sınır 500 işçiye kadar genişletilmektedir. Orta ölçekli
işletmeler için ise genel kabul gören sınır 1000 işçidir. Burada da istisnai
durumlarda bu sınır 1500 işçiye kadar artırılabilmektedir. ABD’de küçük işletmelere her türlü bilgi ve
finansman desteği veren Küçük İşletmeler Teşkilatı (SBA, Small
Business Administration) tanımlamasına göre küçük işletme kıstası olarak
imalat sanayinde personel sayısı (500–1500 kişi), toptancı kuruluşlarında
personel sayısı ve yıllık satış gelirleri (500’e kadar personel ve 25 Milyon
Dolar Satış), perakendeciler ve hizmet işletmeleri için de yıllık satış gelirleri
(3- 13 Milyon Dolar) göz önüne alınmaktadır.[3]
Avrupa
Birliği Ülkelerinde KOBİ Tanımları
Avrupa
Birliği, üye olan ülkeler arasında birlikteliği sağlamak,
teşvik ve destekleri düzenleyebilmek amacıyla 7 Şubat 1996’da kabul ettiği bir
tavsiye kararıyla, KOBİ’ler için ilk kez belirgin ve ikna edici bir tanım
önermiştir. Yeni tanıma göre 250’den az işçi çalıştıran işletmelerin KOBİ
olduğu kabul edilmektedir. Orta ölçekli bir işletme; 50 ile 250 arasında işçi
çalıştıran ve yıllık cirosu 40 milyon Euro’nun altında olan veya yıllık
bilançosu 27 milyon Euro’yu aşmayan bir işletme olarak tanımlanmaktadır. Küçük
işletmeye ilişkin ölçütler ise; 50’den az işçi, 7 milyon Euro’ya aşmayan yıllık
ciro veya 5 milyon Euro’nun altında bir yıllık bilanço değeri olarak ifade
edilmiştir. 10’dan az işçi çalıştıran
işletmeler “çok küçük” kategorisine girmektedir. Avrupa Birliği ekonomisinde
küçük ve orta ölçekli işletmeler merkezi bir rol oynamaktadır. KOBİ’lerin
kurumsal yeteneklerinin temel kaynağı; yenilikler ve istihdamdır. 25 ülkeye
ulaşan AB içindeki KOBİ’ler, tüm girişimlerin %99’unu oluşturmakta ve 75 milyon
istihdam sağlamaktadır. Fakat ekonomide bu kadar payları olmasına rağmen, sık
sık piyasa olumsuzluklarına göğüs germek zorunda kalmaktadırlar. Özellikle
KOBİ’ler başlangıç aşamasında sermayenin ve kredinin sağlanmasında zorluklar
yaşamaktadır, Bunun sonucunda sınırlanmış kaynakları yeni teknoloji
geliştirmelerine ve yeniliklerin adaptasyonuna engel olmaktadır . AB
Komisyonunda KOBİ’lerden sorumlu genel müdürlük, KOBİ’lerle ilgili bir raporda,
“asıl amaçlarının, mevcut işletmelerin geliştirilmesi ile birlikte yeni işletmelerin
kurulmasını desteklemek ve kolaylaştırmak olduğunu” ifade ederek, “AB’de her
yıl iki milyon işletmenin piyasaya girdiği düşünülecek olursa, bu işletmelerin
yeni istihdam oluşturmadaki rollerinin küçümsenemeyeceğini” belirtmiştir. Bu
sebeple, “sadece yeni işletmelerin kurulmasını desteklemekle kalmayıp, bunları
kurulduktan sonra da büyüme ve yaşatmaya çalıştıklarını” açıklamışlardır. Çeşitli
KOBİ tanımlarına bakıldığında dikkati çeken başlıca unsurların başında işletmede
istihdam edilen personel sayısı gelmektedir. Yatırılan sabit sermaye ve toplam
sermaye gibi nicel ölçütler de KOBİ tanımında dikkati çeken başka bir unsur olmuştur.[4]
Türkiye’de KOBİ Tanımları
Avrupa
Birliği’nde KOBİ’ler çalışan sayısı ile yıllık ciroları veya bilançolarına göre
tanımlanmaktadır. Avrupa Birliği’nde 1996 yılında belirlenen “KOBİ Tanımı” 2003
yılında yapılan yeni tanımın 01 Ocak 2005 tarihinden itibaren yürürlüğe
girmesiyle değişmiş olup, tüm üye ülkeler ve aday ülkelerin KOBİ tanımlarını AB
tanımına uyumlaştırmaları gerekmektedir. AB’nin KOBİ tanımına uyumun sağlanması
hususu; Türkiye’nin, AB’ye adaylık sürecinde Avrupa Komisyonu tarafından
hazırlanarak ülkemize sunulan ilerleme Raporlarında ve 2003 yılında Türkiye
için hazırlanan Katılım Ortaklığı Belgesinin kısa vadeli tedbirleri arasında da
vurgulanmaktadır. KOBİ’lere ilişkin tüm uygulamalarda AB’ye uyumlu bir tanımın
kullanılması amacıyla gerekli yasal düzenlemenin gerçekleştirilmesine yönelik
olarak bu çalışmalar, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından yürütülmüş ve 16
Nisan 2005 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak
yürürlüğe giren ‘5331 sayılı Sanayi ve Ticaret
Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanuna Bir Ek Madde Eklenmesine ilişkin Kanun’ çerçevesinde tanımın
belirlenmesine yönelik hukuki altyapı
oluşturulmuştur. [5]
Küçük ve orta büyüklükteki isletmeleri ilgilendiren mevzuatın uygulanmasında
bu yönetmelik hükümleri esas alınır. Ancak; KOBİ'lere yönelik destek sağlayan
kuruluşlar, bu yönetmelikte belirtilen sınırları asmamak kaydıyla, kendi sektör
ve büyüklük önceliklerini belirleyebilirler. Devlet yardımları dışındaki
uygulamalar için sadece çalışan sayıları dikkate alınabilir. Bu Yönetmeliğin uygulanmasında;[6]
a)
İşletme:
Yasal statüsü ne olursa olsun, bir veya birden çok gerçek veya tüzel kişiye
ait olup, bir ekonomik faaliyette bulunan birimleri,
b)
Küçük ve Orta Büyüklükte İşletme (KOBİ): İkiyüzelli
kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hâsılatı ya da mali
bilançosu yirmi beş milyon Yeni Türk Lirasını asmayan ve bu yönetmelikte mikro isletme, küçük isletme ve orta büyüklükteki isletme olarak
sınıflandırılan ve kısaca "KOBİ"
olarak adlandırılan ekonomik birimleri,
c) Mali bilanço: Bir
isletmenin belirli bir tarihte sahip olduğu varlıklar ile bu varlıkların
sağlandığı kaynakları gösteren mali tabloyu,
d) Net satış hâsılatı: Bir
isletmenin brüt satışlarından satış iskontoları ve iadeleri ile diğer
indirimlerin düşülmesi sonucu bulunan tutarı,
e) Yıllık iş birimi (YİB):
Bir yıl boyunca tam zamanlı olarak isletmede veya isletme adına
çalışan bir kişiyi,
f) Yakın piyasa: İlgili
piyasanın akış zincirinin başlangıç veya bitiminde yer alan ürün veya hizmet
piyasasını, ifade eder. KOBİ’lere hizmet sunan
KOSGEB, Halk Bank, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, M.E.B. Eximbank, TOBB, TESK, gibi kamu ve meslek kuruluşlarında farklı KOBİ tanımları yapılmış
olmasına rağmen, bu yönetmeliğin resmi gazetede yayımlanmasından sonra, bu
yönetmeliği esas almışlardır.
Özetle; Türkiye’de üzerinde uzlaşılmış
bir KOBİ tanımı yoktur. KOBİ’lere hizmet veren her kurum ve kuruluş farklı bir
KOBİ tanımından hareket etmektedir. Bu nedenle, uygulamada farklılıklar
oluşmakta, KOBİ’lerin bir kısmı bazı uygulamaların içinde yer alırken, diğer
bazısı uygulamaların dışında kalabilmektedir. Ayrıca farklı tanımlar KOBİ’lere
yönelik istatistiklerin farklı sonuçlar vermesine de yol açmaktadır. Bazı KOBİ
tanımlarındaki diğer bir sorun da sadece “imalat sanayii” işletmelerini kapsama
almasıdır. Dolayısıyla diğer sektörlerde faaliyet gösteren tüm işletmeler,
esnaf ve sanatkarlar kapsam dışında kalmakta; mevcut devlet teşviklerinden
yararlanamama durumu ile karşı karşıya kalabilmektedir.
Aşağıda Türkiye’deki farklı kuruluşların
KOBİ tanımları ile AB tanımı verilmiştir:[7]
-
Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme
ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) Tanımı (3624 Sayılı Kanun):
1-50 işçi çalıştıran
imalat sanayii işletmeleri küçük ölçekli. 51-150 işçi çalıştıran imalat sanayii
işletmeleri orta ölçekli.
-
Halk Bankası Tanımı:Teşvik Belgeli KOBİ:
1-150 işçi çalıştıran, sabit yatırım tutarı TL 100 milyarı geçmeyen imalat
sanayii işletmeleri.
-
Normal KOBİ: 1-250 işçi çalıştıran,
sabit yatırım tutarı TL 400 milyarı geçmeyen imalat sanayii işletmeleri.
-
Türkiye İhracat Kredi Bankası (Eximbank)
Tanımı: Kısa vadeli TL krediler kapsamında KOBİ ihracat kredisi için 1-200 işçi
çalıştıran sabit sermaye yatırımları $ 2 milyonu geçmeyen imalat sanayii
işletmeleri.
-
Hazine Müsteşarlığı Tanımı : İmalat
sanayiinde faaliyette bulunan ve yasal defter kayıtlarında arsa ve bina hariç
net sabit yatırım tutarı TL 400 milyarı aşmayan,
1-9 işçi çalıştıran
işletmeler çok küçük ölçekli, 10-49 işçi çalıştıran işletmeler küçük
Ölçek ve 50-250 işçi çalıştıran
işletmeler orta ölçekli.
-
Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) Tanımı:
İmalat sanayiinde faaliyette bulunan ve 1-200 işçi çalıştıran, gerçek usulde
defter tutan, arsa ve bina hariç sabit sermaye tutarı bilanço net değeri
itibariyle $ 2 milyon karşılığı TL’yi aşmayan işletmeler.
-
Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) ve
Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) Tanımı: 1-9 işçi çalıştıran işletmeler çok
küçük ölçekli. 10-49 işçi çalıştıran işletmeler küçük ölçekli. 50-99 işçi
çalıştıran işletmeler orta ölçekli.
-
Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler
Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticileri Vakfı (TOSYÖV) Tanımı: 1-5 işçi
çalıştıran işletmeler çok küçük ölçekli. 5-100 işçi çalıştıran işletmeler küçük
ölçekli. 100-200 işçi çalıştıran
işletmeler orta ölçekli.
-
AB Komisyonu Tanımı: Küçük İşletmeler: -
50’den az işçi çalıştıran, - Yıllık satış cirosu € 7 milyonu veya arsa ve bina
hariç mevcut sabit sermaye tutarı, bilanço net değeri itibariyle, € 5 milyonu
geçmeyen, - bağımsızlık kriterine uygun
olan işletmeler.
-
-
Orta Büyüklükteki İşletmeler: - 250’den
az işçi çalıştıran, - Yıllık satış cirosu € 40 milyonu veya arsa ve bina hariç
mevcut sabit sermaye tutarı, bilanço net değeri itibariyle € 27 milyonu
geçmeyen - bağımsızlık kriterine uygun olan işletmeler.
-
Mikro işletmeleri küçük ve orta
büyüklükteki işletmelerden ayırmak gerektiğinde, bunlar 10’dan az işçi
çalıştıran işletmeler olarak tanımlanmaktadır. AB komisyonu yukarıdaki tanıma
göre, içinde KOBİ, orta büyüklükte işletme, küçük işletme ve mikro işletme
terimleri geçen tüm AB mevzuatını uyumlandırmıştır.
-
Eurostat, bu tanımdan hareketle, AB
istatistiklerini aşağıdaki işletme büyüklük grupları itibariyle
düzenlemektedir:
“0
işçi çalıştıran (mikro) - 1-9 işçi
çalıştıran (mikro) - 10-49 işçi
çalıştıran (küçük) - 50-249 işçi
çalıştıran (orta) - 250-499 işçi
çalıştıran (büyük) - 500 veya daha fazla
işçi çalıştıran (büyük) olarak tanımlanmaktadır.”
KOBİ’lerin Özellikleri
Endüstriyel
yapı içinde KOBİ’ler en temel unsurdur. Küçük üretim sanayisi çoğu ulusal ekonomi
için çok önemlidir. KOBİ’lerin daha iyi anlaşılması nedeniyle, KOBİ’lerin
özellikleri mutlaka bilinmelidir. Bunlar; aşağıda belirtilmiştir:[8]
-
KOBİ’ler çoğunlukla firma sahibi
tarafından yönetilir. Çoğu zaman karar mercii rutin görevleri yapar. Birçok
durumda bu aile bireyleri tarafından yapılır.
-
KOBİ’ler verimliliğin arttırılması,
maliyetlerin kısılması ve yasam döngüsü aşamalarının azaltılması ihtiyacı ile
yürütülür.
-
KOBİ’ler kapsamlı bir yapı ve sürece sahip
değildirler. KOBİ’ler kısa zamanda karar alan bir anlayışla bir birey ya da
küçük bir takım tarafından yürütülür.
-
KOBİ’ler genellikle çok daha esnektirler
ve daha iyi çözüm için işlerine daha hızlı uyum sağlayan bir yapıya
sahiptirler.
-
KOBİ’lerin girişimcileri genellikle çoğu
alanda belli bilgiye sahip çok yönlü kişilerdir. Çoklu görev alanlarında çok
iyidirler.
-
KOBİ’lerde sürece bağlılıktan ziyade
insana bağlılık vardır. Belirli görevleri yapan, yetenek ve bilgi sahibi
belirli kişiler vardır.
-
KOBİ’ler genellikle ileri teknolojiye
sahip değildirler, çünkü teknolojik gelişimleri iyileştirmek ve çözümlemek
onlar için çok zordur. KOBİ’ler uzun dönem kardan ziyade orta vadede hayatta
kalmaya odaklanırlar.
-
KOBİ’ler verimliliğe odaklanmazlar.
Onlar genel giderler ve yönetim masrafları nedeniyle zamanlarını boşa
harcamazlar. KOBİ’ler az zamana çok is sığdırmak zorundadırlar, bundan dolayı yüksek
kalitede hizmet için sağlam ilişkilerde bulunmak isterler. Bunun karşılığında
islerine sadık kalırlar ve devam ederler.
-
KOBİ’ler özel makine veya hizmet değil,
çözüm isterler.
-
KOBİ’ler teknolojik çözümlerle hızlı bir
şekilde memnuniyet sağlamaya odaklanırlar. Bunlar; kullanımı, dağıtımı kolay,
ve elle tutulur bir yarar sağlamalıdır.
-
KOBİ’ler en son ve büyük bir teknolojiye
acil olarak ihtiyaç duymazlar. Çözüm gecikmiş teknoloji de kullanılabilir,
örneğin, bir jenerasyon eski olabilir, fakat kullanımı ve elde edilmesi onu
ucuz yapar.
·
Çoğunlukla bireysel veya şahıs
ortaklığı hukuki yapısına sahiptirler.
·
Sahip-Yönetici modeli
egemendir. Yani sahiplik ve yöneticilik aynı kişide toplanmıştır.
·
Kısıtlı sermaye ve pazarlama
olanaklarına rağmen, ayakta durup piyasalara mal ve hizmet üretirler.
·
Yeniliğe açık dinamik bir
yapıya sahiptirler.
·
Ekonomik krizlerden çok çabuk
ve yoğun olarak olumsuz etkilenirler. Bunun tabii sonucu olarak ağır yaralar
alırlar ancak her şeye rağmen yine de çabucak toparlanıp üretmeye, hizmete
devam ederler.
·
Ekonomik gelişme ve büyüme
dönemlerinde ise çabucak sınırsız büyüyebilirler.
·
Kısıtlı imkânlarla (daha az
yatırımla) daha çok üretim ve ürün çeşitliliği sağlayabilirler.
·
Daha düşük yatırım
maliyetleriyle istihdam imkânı oluştururlar.
·
Talep değişikliklerine ve
çeşitliliklerine daha kolay ve hızlı uyum gösterebilirler.
·
Teknolojik yeniliklere daha
yatkın olduklarından kolayca adapte olabilmektedirler.
·
Bölgelerarası dengeli
kalkınmayı sağladıklarından gelir dağılımındaki dengesizlik en aza inmiş olur.
·
Aile ve ferdi tasarrufları
teşvik eder, yönlendirir ve hareketlendirirler.
·
Büyük sanayi işletmelerinin
vazgeçilmez destekleyicisi ve tamamlayıcısıdırlar.
·
Politik ve sosyal sistemlerin
denge ve istikrar unsurudur.
·
Demokratik toplumun ve liberal
ekonominin ana sigortalarından biridir.
·
Tüketici ihtiyaçlarındaki
değişiklikleri kısa sürede algılayıp, bunlara kısa sürede cevap verebilirler.
·
Müşteri ile doğrudan ilişkide
bulunmaları sebebiyle onların ürün ile ilgili isteklerini kısa sürede cevaplayabilirler.
·
Yöneticiler, çalışanlarla yakın
ilişki içinde bulunmalarından çalışanların performanslarını doğrudan
etkileyebilmektedir.
·
Kararlar çoğu zaman
çalışanlarla birlikte verildiği için başarı olasılığı daha yüksektir.
·
Faaliyet gösterdikleri yörede,
bölgenin ihtiyacını da dikkate alarak modern teknolojiler yerine ara
teknolojileri kullanmaları, hem o bölgenin kalkınmasına hem de çevrenin
korunmasına yardımcı olmaktadır.
KOBİ’lerin Avantaj ve Dezavantajları
Ülke
ekonomileri içinde önemli bir paya sahip olan KOBİ’ler yapıları sebebiyle pek
çok avantaj ve dezavantajlara sahiptirler. Burada söz konusu avantaj ve
dezavantajlar ayrı ayrı ele alınmıştır.
KOBİ’lerin
Avantajları
Ekonomilerde
önemli bir yer işgal eden KOBİ’lerin büyük ölçekli rakipleri karsısında önemli
avantajları bulunmaktadır. Bu avantajlar aşağıdaki baslıklar altında
toplanabilir:[10]
-
KOBİ’lerde isletme sahibi aynı zamanda
işletmenin yöneticisi konumundadır ve isletmesi ile bütünleşmiş durumdadır. İşi
ile özdeşleşmiş işletme sahibi başarılı olabilmek için tüm gayretini gösterecek
ve bu da isletmeye dinamizm getirecektir.
-
KOBİ’lerde hiyerarşik yapı yerine
isletme sahipleri ile çalışanlar arasında, iletişim problemlerini en az düzeye
indiren, direkt ve sıcak ilişkiler mevcuttur.
-
İşletme sahiplerinin müşteriler ile
birebir ilişki kurma imkânları vardır.
-
KOBİ’lerde isletme sahibi girişimci
genellikle isletmeyi etkileyecek kararları tek basına almak durumundadır.
Zamanın çok önemli olduğu durumlarda hızlı karar alabilme esnekliği isletmenin
fırsatları kaçırmamasını sağlamaktadır.
-
Büyük isletmelerde çalışan kişiler
genelde yapılan isin sadece bir bölümünde uzmanlaşarak isin bütününe yabancı
kalırken, KOBİ’lerde çalışan isçiler yapılan isin bütün safhalarına hâkimdir.
Bu sebeple KOBİ’ler daha nitelikli eleman yetiştirmekte ve istihdam etmektedir.
-
Bu isletmelerin kurulması daha az işlem
ve daha az sermaye gerektirdiği için ülkenin birçok bölgesine yayılabilirler.
Böylece sanayi nispeten geri kalmış bölgelere de kayabilmekte, oralarda is ve
istihdam imkânları yaratmaktadır.
-
Söz konusu isletmeler teknolojik yeniliklere
ve konjonktür değişikliklerine daha çabuk ayak uydurabilirler. Bu nedenle
ortaya çıkabilecek olumsuzluklardan daha az etkilenirler.
-
Tüketicilerle teması daha yakın olan
küçük isletmeler, tüketicilerin zevk ve tercihlerindeki değişiklikleri daha
çabuk saptayabilirler. Bunlara uyarlamayı sağlayacak teknik değişiklikleri de
daha çabuk gerçekleştirebilirler.
KOBİ’lerin Dezavantajları
KOBİ’lerin
rakipleri olan büyük ölçekli isletmelere göre sahip oldukları dezavantajlar, sektörel
farklılıklar hariç olmak üzere aşağıdaki şekilde özetlenebilir:[11]
-
İşletme sahibinin aynı zamanda isletme
yöneticisi olması bir açıdan avantaj olurken diğer taraftan dezavantaj teşkil
etmektedir. Genellikle eleman yetersizliğinden isletme sahibi hemen hemen her
türlü is ile kendisi ilgilenmek zorunda kalacağından büyüme ile birlikte
yetersiz duruma gelmeye başlayacaktır.
-
KOBİ’lerde isletme sahipleri genellikle
teknik kökenli olup, özellikle pazarlama, finansman ve yönetim alanlarında
yeterli bilgiye sahip değillerdir. Finansal sıkıntılar sebebi ile bu alanlarda
eleman istihdam edilememesi olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir.
-
İşletme sahipleri, kendi islerinde
kendilerinin patronu oldukları için her zaman bağımsız olarak ayakta kalmayı
istemektedirler. Bu nedenle ortaklık veya birleşme gibi konulara çok sıcak
bakmamaktadırlar.
-
Sermaye piyasalarına girme şansları
fazla olmayan KOBİ’lerin para piyasasında kredilerden faydalanma imkânlarının
az olduğu, kredi görüşmelerinde pazarlık gücü olmadığı, teminat gösterme gibi
problemler ile karşılaştıkları gözlemlenmektedir.
-
Pazarlama işlevinde KOBİ’ler genelde
konunun uzmanı kişileri istihdam etmekten yoksundur. Bu sebeple pazar koşullarını
takip etmekte ve buna göre stratejiler geliştirmekte zayıf kalmaktadırlar. Hem
bilgi yetersizliği hem de dış ticareti bilen eleman eksikliğinden dolayı
ihracat için uluslararası pazarlara açılmaktan çekinmektedirler.
-
KOBİ’ler büyük isletmeler gibi çok fazla
miktarlı mal alımı yapmadıklarından alımlarda iskonto avantajından fazla
yararlanamamaktadırlar. Bu da maliyetler üzerinde olumsuz bir etki oluşturmaktadır.
KOBİ’lerle İlgili Temel Mevzuat
KOBİ’lerle İlgili Mevzuat
- KOBİ
mevzuatı aşağıdaki karar ve karara ilişkin uygulama tebliğ ve genelgeyle
düzenlenmiş olup, AB mevzuatı ile uyum sağlamak üzere gerekli yenilemeler
yapılmıştır:[12]
- Küçük ve
Orta Ölçekli İşletmelerin Yatırımlarında Devlet Yardımları Hakkında Karar
(Karar sayısı: 2000/1822) Ek. Yatırım Teşvik Uygulamalarında Yöresel
destekler.
- Küçük ve
Orta Ölçekli İşletmelerin Yatırımlarında Devlet Yardımları Hakkında
Kararın Uygulanmasına İlişkin Tebliğ (Tebliğ No. 2001/1)
- Küçük ve
Orta Ölçekli İşletmelerin Yatırımları Hakkında Karar ve Tebliğ
Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Genelge (Genelge No. 2003/1)
- Küçük ve
Orta Büyüklükteki İşletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması
Hakkında Yönetmelik (Bakanlar Kurulu Kararı 2005/9617) Girişimciliğe ve
yenilikçi KOBİ’lerin gelişimine açık bir is ortamının yaratılması Avrupa
Birliği’nin politik gündeminin üst sıralarında yer almakta olup bu durum
ekonomik büyüme için daha geniş bir stratejinin parçası olarak 2000’de
gerçeklesen Lizbon Avrupa Zirvesi’nde de vurgulanmıştır.
Haziran 2000’de Portekiz’in Feira kentinde toplanan
“Avrupa Komisyonu Feira Zirvesi”nde küçük isletmeleri teşvik etmek ve pek çok alanda
desteklemek amacıyla “Küçük İşletmeler için Avrupa Şartı-European Charter for
Small Enterprises” sözleşmesini onaylamıştır. AB üyesi ülkelerin devlet ve
hükümet baskanları tarafından imzalanan bu sözleşme, üye ülkelerde politika
oluşturanların gözünde, Avrupa ekonomisinin gelişmesinde kritik rol oynayan
KOBİ’lerin önemini vurgulamayı, KOBİ politikasını oluşturan mercilerin, kişi ve
kuruluşların KOBİ’lerin gelişmesi ve başarısına yönelik gerekli faktörleri
dikkate almalarını sağlamayı amaçlamaktadır. AB Komisyonu, Feira Zirvesi’nde
belirlenen hedeflere ulaşabilmek için “AB İşletmeler 4. Beş Yıllık Programı”nı
geliştirmiştir. 2001 - 2005 yıllarını
kapsayan bu program, Aralık.2000’de yürürlüğe girmiştir.
AB’nin diğer Birlik politikalarının kapsamadığı KOBİ’lere özgü eylemleri için
yasal ve mali çerçeve oluşturulmaktadır.
Türkiye, 6 Ocak 2003’ten itibaren 4. Beş Yıllık
Programa katılmıştır. Programlara katılım KOSGEB koordinasyonunda
yürütülmektedir.[13] Beş
Yıllık Program’da KOBİ Genel Politikaları şu şekilde belirlenmiştir :[14]
- KOBİ’lerde
istihdam geliştirme önlemleri alınması,
- Bürokratik,
mali ve sosyal engellerin azaltılması, basitleştirilmesi, çalışma
ortamının iyileştirilmesi, yeni isletme kurulmasının teşvik edilmesi,
- İş yönetimi
kalitesinin yükseltilmesi,
- Ar-Ge ve
inovasyon çalışmalarının desteklenmesi,
- Finansman
ve kredi kaynaklarının geliştirilmesi,
- KOBİ’lerin
iç pazara uyumu ve uluslararası pazarlara açılmasının desteklenmesi,
- Bilgi
çağına uyum sağlanması,
- Kamu
ihalelerine katılımın desteklenmesi,
- İşletme kültürünün geliştirilmesi.
Beş Yıllık Program’ın öncelikli hedefleri aşağıdaki
gibi saptanmıştır:[15]
KOBİ’lere yönelik yasal ve bürokratik düzenlemelerin
sadeleştirilmesi,
- Enformasyon
ağları ile KOBİ’lerin uluslararası pazarlara açılımının tevsik edilmesi,
- KOBİ’lerin
rekabet gücünün arttırılması, Ar-Ge, inovasyon ve eğitim olanaklarının
geliştirilmesi,
- Girişimci
ruhunun teşviki ve özel hedef kitlelerin belirlenerek desteklenmesi,
- KOBİ’ler
gerek AB fonları gerekse Yatırım Programı’ndaki tesviklerle bu önceliklere
yönlendirilmiştir.
[1]Aykaç Mustafa ,Parlak
Zeki , Süleyman Özdemir , Küreselleşme Sürecinde Rekabet Gücünün Arttırılması ve Türkiyede
KOBİ’ler, İstanbul Ticaret Odası Yayınları, 2008, s. 234
[2] Turan Aykut
Hamit, Kaynak Temelli Yaklaşım
Bağlamında Bilişim Sistemlerinin KOBİ’lerin Performansına Etkileri:
Denizli İlinde Amprik Bir Çalışma,
Aydın: Adnan Menderes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Yayınlanmış Doktora Tezi, 2007, s.16
[3] KOSGEB (2000)
Dünya’da ve Türkiye’de KOBİ Tanımları. Ankara KOSGEB Yayınları 12, s.16
[4] Nikonovo, a.g.e., s.18
[5] Torun, a.g.e., s.2
[6]
Torun, a.g.e., s.2-3
[7]http://www.tedariksistemi.com/jm/index.php?option=com_content&view=article&id=150:kob&catid=43:iletme&Itemid=2
[8] Torun, a.g.e., s.14
[10] İyibildiren Mustafa İyibildiren,
Avrupa Birliği Sürecinde KOBİ’lerde
Yatırım ve İhracat Problemleri ve Bir Çözüm Modeli, TC Selçuk Üniversitesi,
SBE, YL Tezi , Konya, 2007, s. 10
[11] İyibildiren, a.g.e., s.10-11
[13] ZKÜ: Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt:4,
Sayı:7, 2008, Erisim:http//:www.setav. org/ups /dosya/44903.pdf, 24.11.2010)
[14]Altürk Ercan , Küçük Ve Orta Büyüklükte İşletmeler
(KOBĐ) Rehberi, Yaklaşım Yayıncılık, 2008, s.220
[15] Alptürk, a.g.e., s.220